Hurmali Kurabiye

Selamun aleykum canlarim, kac gündür temizlikle ugrasiyorum ve hala islerim bitmedi.
Malum bayramda isler birikti, dün islerimin arasinda bir cay keyfi yaptim....

sevgili arkadasim Sevilay´in fincanlarindan almistim, cok güzeller ve incecik olduklari icin cay icmeye doyamiyor insan.


Cay kuru kuru gitmez tabi, birde onca isimin arasinda kurabiye yaptim.
Bu kurabiyeleri cogu blogcu arkadaslarimda görmüssünüzdür, fakat hep catlamis oluyorlar.
Bu yüzden ben cevizli kurabiye tarifimin hamurunu kullandim gercekten harika oldular.


Malzemeler: 450g Un, 125g tereyagi, 1Yk siviyag, 1 Yumurta, 40g Seker, 130g Yogurt, 1p Kabartmatozu

Icine : hurma ezmesi

Üzeri icin 1 adet Yumurta aki, Tarcinla karisik Hindistan cevizi

tüm malzemeler yogurularak yumusak bir hamur elde edilir. Ceviz büyüklügünde parcalar koparip elde oval bir sekilde acilir icerisine silme bir tatli kasigi hurma ezmesi koyup resimde gördügünüz sekil verilir.
Üzerini önce yumurta akina daha sonra tarcinli cevize batirip kapatilan kisim alta gelicek sekilde tepsiye dösenir.
Not: kurabiyeleri güzel kapatmaya calisin benimkilerin birkaci alttan az acilmislar.

180° derece firinda az kizarana dek pisirilir
afiyet olsun...



Hafif yumusak bir kurabiye oluyor tadi harika muhakak deneyin, bu arada unutmadan bir arkadasim buna benzer kurabiyeleri cokca yapip buzluga atmis, yedik ve fark edemedik.
Yumusak kurabiye oldugu icin iyi olmus bende denemek icin birkac tane koydum sonucu paylasicam insallah.

Dost Musun?
Öyleyse canın canımdır.
Aynan olmalıyım,
Yüzüne söyleyebilmeliyim her şeyi. 
Hem sakınmadan, mertçe,
Hani bilirsin, esirgemem lâfımı, 
Ne şekil gelirse, öylece... 
Hazırım tüm içtenliğimle konuşmaya; ama
Seni de dupduru isterim karşımda!

Dostsan, 
Gözlerimin içine baka baka yaka silk benden! 
Arkamdan şikayetlenme! 
Yiğit ol! Gerekirse yiğitçe azarla, çekinme! 
Lâf değil, icraat beklerim senden! 
Öyle bak ki, hislerini görebileyim.
Öyle hisset ki, güvenle bakabileyim... 

Sevmem, ölenin ardından ağıt yakmayı! 
Dil dönerken söylenmeli her şey... 
Kulak duyarken anlatılmalı.
Göz bakarken bakmalıyım sana, 
Can sağ iken sarılmalı... 
Keşkelere meydan vermemeli hayatım, 
Pişmanlıklarla yoğrulmamalı!

Hayır! 
Dirime selâm vermeyen, 
Ölüme de fazla yaklaşmasın! 
Dostsan, ölmemi bekleme! 
Haklıysam, yaşarken savun beni! 
Yaşarken yanımda ol! 
İnanmışsan bana, kimse çevirmesin seni yolundan! 
Ve inanmamışsan, sakın rol yapma! 

Her söylediğimi onaylaman şart değil. 
Her yaptığımı beğenmen de gerekmez. 
Dostsan, rahatça eleştir, fikrini rahatça söyle, sıkılma! 
Yadırgayabilirsin beni, 
Ve ben de seni tuhaf bulursam şaşırma. 
Kandırmanı aslâ kabul edemem! 
Her dediğini, her yaptığını hoş görürüm; ama 
Beni, bana sormadan yargılama! 



Her yediğimiz aynı olmaz belki, 
Her dakikamız birlikte geçmez.
Her güldüğünde gülmeyi garanti edemesem de, 
Ağladığında seninle birlikte oturup ağlarım..
Belki her çağırdığında gelemem; fakat 
Derdine ortak ararsan, koşarım!

Ben de herkes gibi insanım elbet. 
Ne göklere çıkar beni, ne de yerin dibine sok! 
Senin işin bu değil! 
Benim zaten bir yerim var herkes gibi, yer ile gök arasında... 

Dostsan, 
Küçümsemeden, küfretmeden, 
Sevgiyle, saygıyla ve huzurla gel sokağıma. 
Dinlenmek istediğinde, hiç düşünme, sana özel bir limanım; ama 
Yorulduğum zamanlarda, 
Dilediğimce sığınabilmeliyim koylarına... 

Seni bir çocuk kadar saf sevebilirim.
Ve bir deli kadar art niyetsiz... 
Uğruna seve seve hesabı şaşırırım! 
Görmezden gelebilirim yanlışlarını. 
Başkaları enayilik sayabilir, 
Başkaları akılsızlığıma yorabilir, 
Bunları dert bile etmem; ama
Sen, aslında aptal olmadığımı, 
Her an, tekrar tekrar hatırla! 
Ve sakın beni aptal yerine koymaya kalkışma! 

Seviyorsan, cimrilik etme, söyle! 
Muhabbeti varken, yokmuş gibi yapanla,
Hiç sevmediği halde, yılışıp durana sinir olurum! 
Neyse, o olmalı insan... 
Kendisi olmaktan korkmamalı! 
Kendisi olmaktan kaçmamalı! 
Bil ki, sensin diye seni bırakmam; ama 
Ben olduğum için bırakırsan beni, 
Yas da tutmam arkandan! 

Bedel mi?
Ödemeyeceksen, çıkma yola! 
İçten pazarlık edersen, ancak kendine edersin. 
Kendince küser barışır, kendi kendini yersin! 
Dostsan, mevsimince yağ. 
Kışsan kar ol, güzsen yağmur... 
Soğuğuna, sıcağına, esip savurmana itiraz etmem, 
Senden, ille de bahar olmanı beklemem; ama 
Dayanmalısın en şiddetli fırtınalarıma! 

Belki de çok geldi bunca talep.
Bana karşı hiçbir mecburiyetin yok, korkma... 
Sana fazla geldiğim ilk anda, 
Arkana hiç bakmadan, dönüp gidebilirsin. 
Geçip gidebilirsin,borçluluk hissetmeden. 
Mutlaka bir açıklama da beklemem senden; ama 
Gitmeye davranırsam bir gün, 
Sen de karşımda set olma! 

Dost musun? 
Öyleyse, canın canımdır! 
Yoluna baş koymaya hazırım ya, 
Başını da yollarımda isterim, unutma!


Bu güzel yaziyi nette okudum okadar benim düsüncelerimi dostlugu istedigim sekli anlatiyorki....
maalesef kaynak bulamadim sayfamda paylasiyorum bir kusur islediysem afola.
Yazan kisinin diline yüregine saglik...

AEO...Sevgiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Merhaba,

Fikir ve önerileriniz, icinizden gecenler benim icin cok önemli;
Güzel seyler paylasma dilegiyle...